Kalp simgesinin tarihi
Biraz da bu blog da aşk konuşalım. Bunun vakti gelmişti sevgili okurlar. Aşkı tanımlamak, aşkı anlatmak gibi bir amacım yok. Sizlere aşk temalı birkaç hikayeden söz edeceğim. Ama önce aşkın sembolü kalp simgesinin nereden geldiğini bilmemiz gerekiyor.
Her hikaye gibi kalp simgesinin hikayesi de Antik Yunan'dan geçiyor. Ege bölgesininde yetişen silphium adlı bitki; baharat, afrodizyak, hastalık tedavisi hatta doğum kontrol amaçlı kullanılan çok önemli bir bitkiydi.
Silphium bitkisi |
Birinci yüzyılda nesli tükense de tohumunun tasvirleri birçok kez resmedilmişti. Bu simgenin ilk kullanıldığı yer Antik Yunan parasıydı. Silphiumun tohumu Eros'un tasvirlerindeki nar meyvesini de andırdığından birçok kez aşkı tanımlamak için kullanılmış.
İlk Silphium Tasvirleri |
Uzun yıllar aşkı bu meyveyle anlatan insanoğlu 1250'lerde ilk defa kalbin bugünkü şeklini resmetmiştir." Roman de la Poire" sevgiliye diz çökmüş aşığın elindeki kalp yine meyve olarak tanımlanmıştır ama kalp bu tasvirden sonra bugünkü şeklini alıp romantik bir simge haline gelmiştir. Orta Çağ'ın sonlarına doğru da fizikçi Guido da Vigevano, Aristotales'in kitaplarından bulduğu bugünkü organ olarak bildiğimiz kalbin de resmini çıkarıyor. Ve bu gerçek kalp tasviri, silphium olarak kullanılan kalple de örtüştüğü için kalp simgesi bugünkü anlam ve önemini kazanıyor.
Roman de la Poire |
Kalp organ olarak ilk keşfedildiğinde, tüm vücudun kalbe bağlı olduğu düşünülürmüş. Duygularımızı, düşüncelerimizi kalbimize göre yönlendirdiğimiz düşünüldüğü için kalbin bugünkü duygularla olan ilişkisi de tamamen bu inanıştan gelmektedir. Şuan her ne kadar bütün bunların beyin tarafından yönetildiğini bilsek de kalp ile duygular arasındaki bu bağlantıyı koparmak artık çok zor :)
mütiş
YanıtlaSil