Daily dairy and more

Bugünlerde, erişim kolaylığının da getirdiği güzellikle herkesten yabancı dizi izlediğini duyuyorum. Aşağı yukarı herkesin takip ettiği bir yabancı dizisi var. Ya da başka bir kaynaktan takip ettiği bir dizi. İş televizyon dizilerine geldiğinde ise olası şu cevapları duyuyorum: "Ben televizyon izlemiyorum.", "Televizyonda dizi takip etmiyorum."," Türk dizisi izlemiyorum." ve benzeri. Ben de bu olası cevapları verenlerdenim. Öğrenci olduğumdan televizyon hayatımda geri planda kalıyor. Bu yüzden izleyemiyorum. Buna rağmen de televizyonu arada açıp bakıyorum ama sorun şu ki baktığımda bile izlenecek bir şey bulamıyorum. Çoğumuz da bundan şikayetçiyiz aslında. İzlenecek bir şey kalmadı televizyonda. Televizyondaki dizilerin ve programların teması ve karakterleri hep aynı. Dizinin adı ne kadar değişirse değişin karşıma hep görmeye alışkın olduğum karakterler çıkıyor. Aynı insanları, aynı olayları izlemeye devam ediyoruz ve bu bizi televizyonda bir dizi izleme

Kuruyemiş orta sınıf bir aile için önemli bir besindir. Karışık kuruyemiş; normal günlerde görebileceğimiz, içinde bol miktarda kimsenin elini sürmediği sarı leblebi, az da olsa taliplisi olan çıtır leblebi, beyaz leblebi, yer yer soslu mısır, bu grubun önde geleni fıstık ve nadiren fındıktan oluşan bir kuruyemiş türüdür. Lüks karışık kuruyemiş ise şampiyonlar ligi gibidir. Karışık kuruyemiş PSG ise lüks karışık Realdir. Ronaldo'dur lüks karışık RONALDO! Kaju var oğlum içinde! Lüks karışık, orta sınıf bir ailenin her zaman görebileceği bir kuruyemiş değildir. Özel bir anı vardır bu türün. Bizim aile içinse birincisi; yılbaşıdır. Yılın bitmesiyle babamın aileye bir jesti olarak görüyorum ben bunu. Yıl başında kolaya koyduğum çiğdem(çekirdek) fındıkla yer değiştiriyor. Anlık zenginliğin verdiği şımarıkla kolaya fındık atmaca filan oynamaya başlıyorum. Neyse ikincisi misafirlik zamanları.. Her misafir gelişinde babam lüks karışık alır gelir eve. Bu da Türk misafirperverliğinin bir şık

Gerek sömestr, gerek ramazan bayramı gerekse 23 Nisan tatilinde hemen yeni bir dil öğrenmeye başlarım. Tatil ile eş zamanlı gelen bu heves biraz çocukluğumun kuran kursu gibi sonuçlanıyor. Hani, tam kurana geçecekken kurs kapanır seneye tekrar başlanılır ya, ben de her tatil sıfırdan bir dil öğrenmeye çalışıyorum. Yaklaşık 9 yaşımdan beri İngilizce ile haşır neşirim. E insan bir zaman sonra başa bir dil de öğrensin istiyor. Benim bu dilim hep İspanyolca oldu. Birçok internet sitesi, telefon uygulaması, kitap vs. bu dili öğrenmeye çalıştım ve şunu gördüm. Eğer bir dili öğrenmek istiyorsanız o dili öğrenmeye hevesiniz olmalı. Heves ve istek çok önemli. Bunu bir hobi gibi daha önemlisi ihtiyaç gibi görün. Öğrenmeyi eğlenceli hale getirin.Öncelikle her insanın öğrenme şekli farklıdır. Bu yüzden kendinize en uygun öğrenme yolunu seçin. Dinleyerek bir şeyleri öğrenmede iyiyseniz hedef dilinizde müzik dinleyin. Bir şeyler izlemekten hoşanıyorsanız hedef dilinizde film ya da diziler bulun ya

Geçen yıl bir değişim programı olan Erasmus+ ile Romanya'ya gittim. Gitmeden önce Romanya hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Haritada yerini bile bilmiyordum. Vize çıkana kadar da gitmemeyi düşünüyordum. Ama kime söylsem mutlaka git diyordu. Büyük gün geldi çattı ve Romanya'ya gidildi. Ahhh Romanya! Belki birinci dünya ülkesi değilsin ama sen gönlümün birinci dünya ülkesisin! Romanya tarihi açıdan muhteşem bir doğu Avrupa ülkesi. Özellikle turistik gezi düşünüyorsanız gidip görmeniz gereken bir ülke. Yarı Karadeniz iklimine sahip ülkede orman, ağaç, ve bol miktarda yeşil alan var. Ağaçların gökyüzü kadar uzununu görebileceğiniz güzel bir doğaya sahip ülke. Tuna nehrinin de bir koluna ev sahipliği ediyor bu ülke. Bu nehrin oluşturduğu falez Avrupa'daki en uzun falez olarak kabul ediliyormuş.  Ülkede doğanın yanı sıra yemek kültürü de var.  Tarihimizin bir kısmı ortak olduğundan yemeklerde Türk mutfağının kalıntılarını görebilirsiniz. Hatta kendileri bu yemekleri T

As everybody heard the  term  Freudian speak of tongue,  I  describe Wes Anderson  movies  just like that  term .   I  believe that Anderson has a huge  imagination  and the unconscious of his  imagination  comes to speak in his  movies .   Personally ,  I  don't  watch   movies  just for their  director .   I  am not a  director  fan.  However, Wes Anderson is one of  my  favourite  directors .   He  has a magnificent  symmetry  talent.   While I am  watching  his movies,  my   eyes  never get  to disturb  because  he  is  catching   my   eyes ,  he  makes them fixed.   He   has  a colourful life.   He  knows how to use colours.  When you look at his movies, you will see a paint palette.  He offers to his audience  every  tone of  every  colour.  And that creates  beautiful visual art for me .  I  like  his job pretty much.  Aesthetic of his job  catches  me in  every  scene,  every  plot. Casting is another issue. All the actor & actress give a taste o

Selam gönül dostlarııı!!  Bu mütevazi blogumun ilk yazısında size biraz burada neler okuyacağınızdan bahsedeyim. Bu blogda muhtemelen görsel bir günlük göreceksiniz.  Hayatımı, düşüncelerimi, anılarımı kağıtlara aktarmak yerine bir bloga yazmayı tercih ettim. Kendi duygu ve düşüncelerimi, deneyimlediğim olayları, yorumlarım ve eleştirilerimi burada paylaşacağım. Umarım siz de okurken keyif alırsınız. Yeni yazılarda görüşmek üzere.  Hi my beloved friends!  I will talk about what you are going to read In this cute and modest blog. Probably, you will see a visual diary. Instead of writing on papers to my life, my thoughts and my memories, I will tell them to you in here. At least this is my little future plan. Well.. Whyy I am doing this in here? The reason is to reach more people to share ideas, comments and thoughts. You know what people say ''sharing caring''I hope you enjoy while you are reading.